Jul 24, 2009

Bir minik Ada(m)

Yok fasulye kadar, yok portakal kadar oldu, yok karpuza döndü derken beklenen adam "Mehmet Ada"mız nihayet geldi...

 
Posted by Picasa


Aylardık yok odasının perdesi, yok lambası yokbeşiği diye koşturup duran, herşeyin en güzelini bulmak için çaba harcayan annneciği ve babacığı bambaşka telaşlarda şimdi.
Emzirmeler, gaz çıkarmalar, alt değiştirmeler:) Bebecik "gık" diyince dikkat kesilmeler. Keyifli gördüm onları, heyecanlı, mutlu...
Öyle kalsınlar diliyorum hep... Hep Adalı...

Jul 16, 2009

kökler...

Bir kaç gün gidip orada kalmamışsam, ota çöpe elimi değmemiş, kuzinede patates pişirmemişsem, geceleri balkonda oturup sessizliği dinlememiş, gündüzleri bahçede kitap okumamışsam, kuzenlerle curcuna yapmamışsam bir araya geldikçe, o yaz tatilim yarım kalmış gibi gelir bana... Bu yaz da üç günlüğüne gidebildik ne yazık ki, üstelik bu kez köyümüze gitmek için iyi bir sebebimiz daha vardı...

 


Nisan ayında arka bahçeye diktiğimiz fidanlar -bir fire dışında- tutmuş, yeşil yeşil yapraklanıp hayata tutunmuş. Bol yağışlı bir yılda dikilmiş olmaları da hem onların hem bizim şansımız olmuş. Yine de önce su yolu yapıp sonra suladık fidanlarımızı. Mutlu olduk:)

 
Posted by Picasa


Küçükken deney amaçlı olarak pamukta fasulye yetiştirirdim. Sonra babamın bir arkadaşı saksıda karanfil hediye etmişti de gözümden sakınır olmuştum. Şimdi evde bir türlü canlandıramadığım çiçekler var... Bir de çimlendiği andan itibaren gözümüzü ayırmadan takip ettiğimiz, yaprak yaprak büyümesini saydığımız reyhanlarımız...
Zaman zaman bir bitki yeşertmekte fayda var. Bana çok heyecan veriyor, hayatı anlamlandırıyor.

Jul 7, 2009

2005 yılına ait eski bir ajanda geçti elime. Ayracı bıraktığım yere şöyle not almışım:
"Yeni bir öyküye başladım. Adını 'son öykü' koyacağım. Belki de bir daha yazmam. Umutluyum kendimden."