Aug 24, 2016

Göz Yaşı ve Gülümseme ile...


Sultan gitti...
Morg kapısında ağlayan teyzem sarılıp
" Annem hiç ölmeyecek sanmıştık kızım, öldü işte ! " dedi.

Hiç ölmeyecek sanmıştık gerçekten...

Kendimizi bildik bileli yanıbaşımızdaydı... Doğumlarımızda, düğünlerimizde,sevinçlerimizde,  her türlü tasamızda, derdimizde , üzüntümüzde, yardıma her ihtiyacımızda... Doksanı aşkın bir çınardı, iyi ki vardı... Yorgun başlarımızı koyardık dizlerine, titreyen elleriyle alnımızı, saçlarımızı okşar; okur- üfürür dualardı. Uğuruna inanırdım ben onun, gittiği yere bereket ve huzur götürdüğüne...


Hiç ölmeyecek sanmıştık gerçekten...

Kulakları duymasa, gözleri görmese , aklı ermese de bilmek istiyordu her ne varsa yaşanan... Gidesi, göresi, duyası, anlatası, yaşayası vardı daha.
Günden güne düşkünleşse de bedeni aklıyla tutunuyordu hayata... Küçük aksilikler yapıyordu arada bir, bazen ufak bir çocuk oluyordu bazen doksanlık bir ihtiyar... Direniyordu varken yok olmaya... Yumuşacık lifler, battaniyeler, yelekler , çoraplar örerek direniyordu unutulmaya. Fotoğrafı çekilecekse eğer, yazmasını düzeltiyor, elbisesine çeki-düzen veriyordu mutlaka... Unutulmaktan korkuyor,güzel  hatırlanmak istiyordu daima...

Hiç ölmeyecek sanmıştık gerçekten...

Bedeninin ufalıp ruhuna küçük geldiğini fark etmedik bu yüzden... Ölümü, " elden ayaktan düşmeden, kimseye yük olmadan "ölümü dileyen dualarının içtenliğini de fark etmedik belki de yeterince... Son yıllarda diline doladığı "belki bir daha gelemem "leri de ciddiye almadık kendimizce.
Hiç ölmeyecek sandık  işte...

Öldü ... Sultan gitti...
Oğullar ve kızlar kaldı geride, onu çok seven, özlemle,tebessümle, hatırlayacak olan oğullar ve kızlar...
Sultan gitti...
 Bakalım şimdi biz, onun duası olmadan yolumuzu bulabilecek miyiz ?