Nov 2, 2007

kalede çocuk olmak...



Bir kısım Bilecik çevrem üşenmeyip tee Zonguldaktan, Bursadan gelir de, ben onları kaleye götürmez miyim?..Götürdüm elbet:) Çıkarmaz mıyım burçlara?.. Çıkardım elbet:)
Onlar yeterince eğlendiler mi bilmem ama ben bi hayli memnunum bir yıldır görmediğim o mekanı görmüş olmaktan.
Severim ben kaleyi... Öğrenciliğim yarı yarıya orda geçti ne de olsa:)Şiir kitabını alan atardı kendini burçlara.E tabii herkesss gönül adamıydı o zamanlar etrafımızda.Canı sıkılan,içi daralan, yalnız kalmak, kendiyle ve yahut kankasıyla dertleşmek isteyen, fotoğraf çekmeye heveslenen öğrenci sokağından , bakırcılar çarşısından yahut saman pazarından geçip düşerdi kale yoluna...Bu gri şehirde göğe en yakın yerdir orası ne de olsa. Göğe,yani maviye...
Kaleyi severim ben...
Mezuniyet balosunu Zenger' de fasıllı bir akşam yemeğine dönüştürmüştüm de fena mı olmuştu hı?::)))Sevgili Ümüdüm'ü burçlardan atmaya kalktım da kötü mü ettim? Adam olmadı mı ondan sonra, kaleden şehre inen yol boyunca pekişmedi mi dostluğumuz? Bu şehirden gider gitmez izini kaybettirip attı beni hayatından, o başka::))
"Cenk arkadaşı"mla ilk "güven bunalımı" da kaleye onsuz çıktık diye patlamıştı,
diy mi ya...
Kaleyi severim ben...Bi tarafım sefalete yakındır neden bilmem...
Kaleyi severim;
bi keresinde , kaleye çıkan dar sokakların birinde "huzur" diye bişey bulmuştuk da bir daha hiç eskisi gibi olmamıştı hayatımız, ondan belki de...

1 comment:

Anonymous said...

ZONGULDAKDAN VE BURSADAN GELENLER ÇOK MEMNUN OLDULUR.. SENİN GÜLEN YÜZÜNLE BİRLİKTE ANKARA SÜPERDİ.. TEŞEKKÜR EDERİM...