Jul 16, 2009

kökler...

Bir kaç gün gidip orada kalmamışsam, ota çöpe elimi değmemiş, kuzinede patates pişirmemişsem, geceleri balkonda oturup sessizliği dinlememiş, gündüzleri bahçede kitap okumamışsam, kuzenlerle curcuna yapmamışsam bir araya geldikçe, o yaz tatilim yarım kalmış gibi gelir bana... Bu yaz da üç günlüğüne gidebildik ne yazık ki, üstelik bu kez köyümüze gitmek için iyi bir sebebimiz daha vardı...

 


Nisan ayında arka bahçeye diktiğimiz fidanlar -bir fire dışında- tutmuş, yeşil yeşil yapraklanıp hayata tutunmuş. Bol yağışlı bir yılda dikilmiş olmaları da hem onların hem bizim şansımız olmuş. Yine de önce su yolu yapıp sonra suladık fidanlarımızı. Mutlu olduk:)

 
Posted by Picasa


Küçükken deney amaçlı olarak pamukta fasulye yetiştirirdim. Sonra babamın bir arkadaşı saksıda karanfil hediye etmişti de gözümden sakınır olmuştum. Şimdi evde bir türlü canlandıramadığım çiçekler var... Bir de çimlendiği andan itibaren gözümüzü ayırmadan takip ettiğimiz, yaprak yaprak büyümesini saydığımız reyhanlarımız...
Zaman zaman bir bitki yeşertmekte fayda var. Bana çok heyecan veriyor, hayatı anlamlandırıyor.

5 comments:

elegimsagma said...

keneyle mücadelede paça sokuşturulmuş çorapların anlam ve önemi:) mi? yoksa o yaz tatillerinden kalma bir alışkanlık mı? bizim de bir kuyucak vardı.ayaş'ta. çok özlediğim. burnumda tüter. küçücüktüm. ve fakat kocaman gözlüklerim, içinde kaybolduğum tişörtlerim, annemin diktiği elmalı şalvarım, paçalarını sokuşturduğum çoraplarım ve o çoraplarla giydiğim mor lastik sandaletlerim vardı. pek tipsizdim ama pek de mutluydum be o kuyucakta! dilerim sizin kuyucak hiç solmasın.

daryal said...

Paçalar keneden korunmak için çorabın içinde. Herkes öyle yapıyordu, ben de modaya uyudum:)Senin o "kuyucaklı yumurcak" hallerini görmek isterdim doğrusu, eminim çok şirindir;)

ayşe çetin said...

benim gelip bakmam lazım, o canlanmayan bitkilere ;)
sevgisi tamdır da onların, gübresi ilacı eksiktir belki :)

Unknown said...

evdeki tek çiçeğini bile sulamayı unutan ben, senin anlattıklarınla pek bi gaza geldim, heveslendim derya.

siz bu işi bize biraz öğretseniz, sonra önümüzdeki ağaç dikme mevsiminde bizim hacımuratlıda ilk denemelerimizi yapsak??? :)

daryal said...

Evet evet Ayşecim, uzman eli değmesi şart.Yoksa ben nazından anlamıyorum bu yeşertik şeylerin:)

Bütün püf noktaları öğrendik ama uygulaması biraz zormuş Setenaycım. Şamil iki kürek darbesinde avuçlarına su toplattı:)
Alp'in performansıda Hacımuratlıda ölçeriz artık:)