Apr 18, 2010

iklim-1

İklim…
Değişiyor.

Acım, tıpkı yaşadığım şehirden, saçlarıma dolanıp okşadığı, ellimden tutup yatağında yuvarlanan su damlaları gibi sürükleyerek buraya getirdiği gibi; uykumdan uyandırıyor şimdi beni. Kalk diyor tenimde gezen elleri. Acım usul usul boyuyor beni. Rengim değişiyor. Değişiyor içimin iklimi.

Çocukluğu eskir mi insanın?
Eskiyor
Yarın…


Acım, ellerimi tutuyor.
Nicedir hiçbir dala tutunmamış ellerim acımı ayalarından tanıyor.
Gözlerim kapalı
Açamıyorum gözlerimi
Açsam,
Mevsim kararıyor.
Çocukken de ağlayamazdım ben
Ağlasam, rengi değişirdi göz yaşlarımın, gözpınarlarına okyanus dolar mı insanın?


Güller tomurcuk… Susuz kalmış… Sarıya çalmış bahçende bütün yeşiller. Yaprakları yerdeki çimenlerin, ayaklarıma dolanıyor, belki bir damla su için.
Belki sadece üzgünler.

-Söğüt dallarında büyür mü insan?
Yaprak olur mu denizin rengi?
Susuz yaşanır mı?
Okyanusun değil miyim ki
Neden yanıyor canım?
Belki yüzlerce kez geçtim ben bu bahçe kapısından
Bu taşlar parçaladı
Çocuk dirseklerimi
Acıyla diz kapaklarımda tanıştım
Ellerimle yoldum
Suya verdiğim yara kabuklarını.-


Susadım.
Su ver bana sevgili çeşme,
Yoksa susacağım…

Kok toprak!.. Bir yaz yağmuru sonrası gibi kok, berrak.
Ve rüzgar,
tenimi yak. Değişiyor iklimim
Acımdan utanma tabiat,
Yüzüme bak!

Acım mı omzuma yaslıyor başını?
Yoksa ben mi yaslanıyorum acımın varlığına?
Sarmaş dolaş tırmanıyoruz toprağına.
Bastığım yolları tanıyor ayaklarım.
Bıraksam koşup gidecek,
yada tekmeler savurup tepeleri talan edecek ayaklarım.
Acım tabanlarımda.
Ağır ağır yürüyorum ki,
aksın toprağa…

Ben geldim…
Sana… Acıma.
Toprağına.
Suladım güllerini
Çiğ damlalarıyla.
Kaldırıp başlarını, senden kalma bakışlarla baktılar bana.
Derin bir nefes çektiler sigarandan.
Bak dediler, yeşerdi mevsim
Değme,
Değişsin iklim…

İklim değişiyor.
Değişiyorum…
Başka bir mavi şimdi rengim.
Adını bilmiyorum…

Sana geldim,
Gideceğim az sonra.
Sen bile dokunamıyorsun artık acıma.

Sana geldim…
Toprağına.
Acıma…
Yokluğunla bile olsa karşıla beni
Okyanuslar da üşür,
Üşüyorum baba…

Nisan 2004/gökören

No comments: