Apr 7, 2011

Çardak gülü ve hanımelinin maceraları

Ankara'da Fidan almak isterseniz gitmeniz gereken yer Karşıyaka Mezarlığıymış meğer.
Güne orda buluşarak başladık. Önce fidanlıkları gezdik, bilgi aldık, alacağımız ağaçları belirledik ve satın alıp düştük yola.
Hacı Muratlı'ya varır varmaz daldık bahçeye. Yağmurdur, rüzgardır umurumuzda değil. Hangi ağacı nereye dikeceğiz?, hangisiyle hangisini yan yana getireceğiz?, 'ulu ağaç' bahçenin neresinde kalacak? diye düşündük önce; sonra koyulduk işe.


Kuyular kazıldı, yanmış toprak dökülüp fidanlar yerleştirildi, aşı yerleri güneye çevrildi, toprak döküldü üzerlerine, kökleri sıkıştırılıp  sıvı gübre ve 'can suyu' verildi.
Birer destek çubuğu da çaktık yanlarına ki rüzgarla boğuşurken fidanlarımız, can yoldaşı olsun diye.


Büyük olasılıkla, dışardan bakan usta bir çiftçi için oldukça beceriksizdik. Dikim sonrası çamura belenmiş ayakkabı ve giysilerimizle perişan vaziyetteydik.


Ama eğlendik. Elimizi toprağa, fidana, yağmura değdik. Alışveriş merkezlerinin uğultulu kalabalığına gömmek yerine haftasonumuzu, sevdiklerimizle beraber bir kaç dal yeşerttik.

Bir sobanın çıtırtısında çaylarımızı yudumlayarak tatlı bir telaşın yorgunluğunu paylaşmak ne güzel şey sevgili çevrem!
Yine yapmalı, hep yapmalı...
Her bahar bir yolunu bulup cümbürcemaat toprağa dokunmalı...


Yukarıdaki satırlardan anlayacağınız üzere, ben eve döndüğümde de hızımı alamadım sevgili çevrem. Sabah fidanlıktan aldığım menekşe ve çilek fidelerini saksılara dikerek taşıdım baharı evimize. Banyomuz biraz kirlendi evet, ama değdi bence...



"Akşamoğulldu
Nırınımm nırınımmm
Pencereeğmde
nırınımm nırınımmm
Yorgun rüzgar esiyor geçiyor
Renkler suskun!
Biiir mahzun mor menekşe
Ağlıyor mu ne! "

6 comments:

Unknown said...

:) dün itibariyle ağaçların durumu iyiydi. çiçeklerin de hala yaşıyo.. :)

daryal said...

yaşasın :)

nox said...

ozan deryal,
nırınınlı türküyü tuttum,
mahzun olan can
ağlıyor,gülüyor,susuyor,coşuyor

fidanların aşılı tarafının güneye gelmesi...bak senden sizden daha acemileri varmış :)

ben sana şu şiiri paylaşmaya gelmiştim,dallarım çıktı,kuşlar kondu...

şu şiir:
http://beenmaya.blogspot.com/2011/04/sems-unutma.html

sağlıcakla hoşçakal

nox said...

fidanlar büyüyecek
dalalrına kuşlar konacak
karıncalar gölgelenecek
bulutları çekecek,yağmur gelecek
bir fidan dikmek böyle müthişken
insanlrın kendi türüne zalimliği
korkunç,şimdi 3. sayfa haberleri geçmeli,ağaçların adı var mı?
bir kaç hafta önce diyecektim,kafkasyalı kardeşlerimiz kocaeline 1854 de gelmiş(tarihi yanlış anımısyor olabilir,ntv de doğada gezen adamın programında)..dur bulayım..

http://www.ntvmsnbc.com/id/25205589

selamlar-eşine çiçeklere fidanlara-

Anonymous said...

neden olmasin:)

nox said...

şimdi 15 haziran 2011 22:13 de ay tutulmasını tam görebileceğinizi söylecektim.çiçekleri gördüm,çiçekler böcek yamaz mı dedim;isevcisi bizim binada ve malesef evdede tüm temizliğe rağmen hamam böcekleri göründü,temizlendi,ilk başlarda senin hamamböceği maceran aklıma gelip mahnamı verdim dedim...zamanla onların bizden kaçtığını farkettim, korkmamak için "aman da aman, şirin şirin bizi mi beklermiş,mutfakta aç mı kalmış" demeye başladım içimden..

ha,dicektim ki ay tutulması derken sayfan da aya küsmüşse barışabilir..
bir de "i_kin_cisi" demek yerine "i_sev_cisi" demek istedim, kin kelimesini bugun sevmedim.

selamlar saygılar