Sep 27, 2008

KÖRLÜK - Jose Saramago

Bir süre daha Saramago okuyacağım, demiştim Yitik Adanın Öyküsü ile ilgili blog yazımı yazarken. Orada da belirttiğim gibi ifadelerin zorluğuna karşın seçilen konu ve işleniş "bir usta"nın kalemini okuduğumu hissettirmiş yeterince tad alamadığımı düşünüp kendime kızmıştım biraz. Haklıymışım... Ancak yeterince tad alamamın nedeni kendi algı zayıflığım ya da "kıt"lığım değil, berbat bir çeviri ile karşılaşmış olmammış, iyi bir çeviri ile karşılaşınca buna karar verdim.
Körlük, son dönemde okuduğum en iyi kitaplardan biri. Yazarın uzun, dolambaçlı, kendine özgü anlatımın derinliği, akıcılığı ve tutarlılığı şaşırtıcı düzeyde. Her zamanki gibi oldukça ilginç de bir konusu var. Sıradan bir adamın trafikte aniden kör olmasıyla başlayan körlük salgını kısa zamanda herkese yayılıp medeniyeti esir alıyor. Böyle toplu bir körlük karşısında insanların bireysel ve kitlesel tepkileri neler olur... Ben kitabı elimden bırakamadan, bir solukta okudum ve okurken hep o körler arasında hissettim kendimi. İlginçti...
Tam da kitabın konusundan nefis bir film çıkabileceğini düşünürken internette "körlük film oluyor" başlığını okudum, merakla beklemekteyim.
Saramago'nun diğer kitaplarında da seçtiği konular oldukça ilginç... Mesela Yitik Ada'nın öyküsünde , İber Yarımadası günün birinde yerinden kopup okyanusta hareket ediyor ve dönüp dolaşıp eski yerine geliyor. Birbiriyle alakasız beş ayrı insan bu kopuşun kendi başlarına gelen doğa üstü olaylarla alakalı olduğuna inanıp iz sürmeye başlıyorlar.

Bir başka kitabında kimse ölmüyor... Kimsenin ölmediği bir dünya...

Son kitabında, bir ülkede yapılan seçimlerde bütün oylar boş çıkıyor...

Üstelik yazar bütün bu konuları işlerken gerçekle gerçeküstünü son derece başarılı bir biçimde harmanlıyor ve siz mantık bağlantıları aramayı bırakıp akışa kolayca ayak uyduruyorsunuz.

Körlüğü okuyun mutlaka, kör olmadan...




1 comment:

Anonymous said...

"Körlük" hakkında o kadar olumlu eleştiri okuudm ki, en sonunda sepetime attım ve kütüphanemdeki yerini aldı. Fakat hiç sıra gelmedi. Öne çekmeli bu kitabı. Devamı olan "Görmek" kitabını da okuyun derim.